Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Doğum sancısı

Karlı kış gününde dışarıda dondurucu soğuk kendini iyiden iyiye hisseddirirken küçük bir pencerenin zar zor aydınlattığı küçük odada ter içinde derin derin nefese alıp vermeye çalışan fakat sancılar içerisinde kıvranan kadının alnından boncuk boncuk dökülen terleri silmeye çalışan yaşlı komşusu hem içinden   “Allahım sen her şeye kadirsin senden başka yardım isteyecek kimsemiz yok bize acı bize merhamet et” diye dua ediyor biryandan da “sabret kızım sabır her işin ilacıdır” deyip doğum sancıları çeken genç kadına moral vermeye çalışıyor hemde birşeyler yapabilmek için kıvranıyordu. Bir aralık odanın kapısı açıldı,   yaşlı kadın koridora doğru seslendi: -Neredesiniz buraya gelin!.. Baba olma hayaliyle dışarıda sabırsızlıkla iyi bir haber bekleyen Ömer heyecanla koştu: -Buyur yenge  -Evladım bu böyle olmaz doğum sancısı bu hiçbir şeye benzemez. Biliyorsun daha önce doğan iki çocuğunuzda vefat etti. Aslında bu doğumun hastanede ve doktor kontrolünde olması gerekir

Sen söyle şimdi!...

İçinde bulunduğu sıkıntılarını başkalarına da anlatmak onlarında huzurunu bozmak istemediği için mümkün mertebe sessiz kalmaya sorulanlara sakin sakin cevap vermeye gayret etti. Sanki hiçbirşey yokmuş gibi davranmaya çalıştı, fakat saatler ilerleyip gecenin karanlığı bastıkça içindeki sıkıntı ve huzursuzlukta katlanarak artmaya başladı. Çevresinde onu pekte anlayabilecek birileri yoktu her zamanki gibi!.. Onun için bütün sıkıntısını içinde saklamaya gayret gösterdi. Hele bir sabah olsa da işin aslının ne olduğunu gidip öğrensem diye aklından geçirerek yerinden kalktı, belki yatağıma yatarsam uyurum böylece enazından kafamın içindekilerden kurtulmuş olurum diye aklından geçirerek yatak odasına doğru yollandı… Yatağına uzandı ama gözünü bir türlü uyku tutmuyordu. Bir sağa bir sola döndü gözlerini kapattı, Kendi kendine gün içinde olanların bir detayını en ince ayrıntısına kadar tekrar tekrar aklından geçirdi. Herşey gayet normaldi anormal denebilecek yâda şurada şunu

Yolun sonuna çoktan gelmişti…

Yorgunluktan kapanmak üzere olan gözlerini zorlayarak ta olsa bir kere daha iyice açıp çevresine baktı ama kimseyi göremedi. Bu gürültü be ses bu kadar insan nereye gitti diye geçirdi aklından yerinden kalktı sağa sola baktı kapıya doğru ilerledi ürkek bir hareketle kapıyı açtı koridora baktı ama kimsecikler görünmüyordu hayret dedi bu insanlar yer yarıldı yere girdi herhalde. Hâlbuki daha iki saat öncesinde büyük bir gürültü ardından bir bağrışma herkes ne oluyor diye pencerelere koşmuş fakat o sokağın her zamanki hali deyip oralı bile olmamış işini yapmaya devam etmişti. İşini mutlaka bitirmeliydi emir öyleydi “ne olursa olsun yerinden kalkmayacaksın bu işi bitireceksin ve mutlaka akşama bitirmiş olarak teslim edeceksin yoksa gerisini sen bilirsin ya da cezana razı olacaksın” tehdit ve uyarıları üzerine mecburen oda öyle yaptı. Bir sürü gürültü ve bağrışmaya rağmen o hiç oralı olmadı, işine devam edip bitirdi. Dosyalarını topladı evraklarını yerine koydu. Her şey tamam deyip o